Düşünün bir kere, aslında bir köprünün kendi başına bir anlamı yoktur, üstünden geçme cesareti olanların hikayelerine konu olur. Yaşamlar dolusu hikaye yazılır adına. Sonunda köprü değil yaşam olur kendi kendine.
Ben uzun ve güzel düşler kurtardım geçmişimden ve topladığım her hikaye başka düşler doğurdu kalan yaşamıma.
Beni asıl üzen şey ise geçemediğimiz köprülerin pişmanlıklarıyla yaşamak. Zira bir insan yaşam ve ölüm arasındaki boşluğu kapatırsa, o köprüyü geçebilirse eğer, doldurabilirse başarılı veya başarısız maceralarla yaşamını, o zaman belki de bir masal kahramanı olur. Karşılaştıklarına masalını anlatır geçtiği her köprüden sonra.
Belki bir el tutar o hikayede, belki bir hazine bulur en beklemediği anda, yeni bir hayat kurar, yeni hayatlara ilham olur. Kim bilir?
Bence yaşamın en kötü kısmı, geri dönebileceğiniz bir noktaya kadar yaşamayı seçmektir. Üzgünüm ama hikayeler bu noktayı geçip bir daha geri dönemeyeceğinizi anladığınız zaman başlar. Köprüden geriye bakıp “nasıl geçtim” diye havaya sıçramayla başlayan bir hikaye ne kadar da güzeldir.
Dağları aşmak. Köprüleri geçmek. Dönüşü olmayan nokta. Bunların hepsi benzer bir anlamı paylaşan metaforlar. Bildiğimiz hayatı terk etme ve bilinmeyen bir deneyim dünyasına doğru ilerleme hali ve bu ilerleme için bazı insanların hala beklediği, beklemeyen için ise başına gelmesi daha muhtemel dönüm noktası olayları, kırılma noktaları.
Bir süre sonra geriye dönüp baktıkça, artık yaşanması mümkün olmayan veya arzu edilmeyen bilinen bir yaşam görmeye başlarız.
Ayrıca yaptığım fedakarlıklar, artık eski yerinde bulamayacağım insanlar, eşyalar, mekanlar gibi terk ettiğim şeylere karşı bir sorumluluk hissediyorum. Bu kadar acımasızlık yaptıktan sonra hiç bir şey olmamış gibi geri dönemem.
Bir köprüden daha geçiyorum, bu en güzellerinden biri. Sizler için eğer bu gerçekten istediğiniz yaşam tarzıysa hemen yürümeye başlayın ve köprünüzü bulun. Tüm acımasızlığınızı sırtlayıp geride bıraktıklarınızla vedalaşın. Ve köprülerin daha büyük, daha cesur ve çok daha güzel bir hayata ışık tutmasına izin verin.
İşte sevgili dostum, şimdi atacağın bir sonraki adımı atma zamanı.
Bir cevap yazın