Kesinlik bir yanılsamadır. İşlerin nasıl yön değiştireceğini nadiren bilebilirsin.
Kesinlik arayışından daha önemli olan şey, açıklık arayışıdır.
Francois Gautier

Güvenli iş eski iş haline gelebilir.
Güvenilir arkadaş uzaklaşabilir.
İstikrarlı ilişki rotasını değiştirebilir.
Güvenli ve güvenli görünen şeylerin hiçbirinin, sonsuza dek değil üstüne üstlük herhangi bir süre boyunca bile dayanma garantisi yoktur.
Yaşamın doğası, her şeyin hareket ettiği ve değiştiği bir yapıya sahip.
Ne zaman başlayacağını veya ne zaman biteceğini bilemeyiz.
İşlerin ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Olasılıklarla oynayabilir, kendimizi maksimum uzun ömür, rahatlık ve kolaylık olasılığı ile eşleştirmeye çalışabiliriz. Veya bunun yerine bizi heyecanlandıran ve her seferinde bir an olan yolculuktan zevk alan olasılıklara odaklanabiliriz. Minimum kayıp ve değişim için en iyi seçenek olarak görünen şeyi yapabiliriz ya da sahip olduğumuz kısa süre içinde ne yapmak istediğimizi netleştirebiliriz ve daha sonra bilinmeyeni, pusula olarak tutkuyu kullanıp ,ilerledikçe yolumuzu bulabiliriz. En kesin görünen yolu seçme konusundaki ironi, genel olarak tek bir şeyi garanti etmektedir, olayların nasıl olabileceğini merak ederek yaşarız. Bugün, kendinizi öngörülebilir ve güvenli hissettiren bir şeye yapışırken bulursanız, kendinize sorun. Bunlar, bir gün hayatıma tekrar baktığımda hatırlamak istediğim anlar mı?
Bildiğim bir kesinlik var:
Gelecekle ilgili her şeyi kesin olarak bilseydik, hayatımız duygulardan mahrum kalırdı. Sürpriz ve zevk yok, neşe veya heyecan yok. Düşünsenize baştan beri biliyoruz. İlk öpücük, ilk teklif, sağlıklı bir çocuğun doğumu, son günlerin hava durumu kadar heyecan verici olurdu. Eğer dünyamız kesinleşse, hayat zihinsel olarak uyuşuk olurdu.
Ve maalesef:
Sürekli başkalarının kesinliğini arıyoruz. Bankacılarımızdan, doktorlarımızdan ve politik liderlerden bize kesin bilgiler vermelerini istiyoruz. Ancak sundukları şey, kesinlik yanılsamasıdır ve bununla kendimizi rahat hissediyoruz.
Birçoğumuz eski moda falcıları duyunca hafiften alaycı bir gülümseme atıyoruz. Ancak falcılar kahve fincanı yerine bilgisayar algoritmalarıyla çalıştığında, tahminlerini ciddiye alıyoruz ve paralarını ödemeye hazır hale geliyoruz. En şaşırtıcı olan ise bizim ortak hafıza kaybımız oluyor. Gerçeklerden çok söylenenleri tutuyoruz aklımızda.
Teknoloji bir şeyleri nasıl gördüğümüzü değiştiriyor ve kesinlik yanılsamasını arttırıyor.
Bir uzman astrolog(?) sizin için bir yorum yapsa ve ciddi bir hastalık yaşayacağınızı ve hatta kırk iki yaşında ölebileceğinizi söylerse (başıma gelen), tarih yaklaştığında korkar mısınız? (Az kaldı, bakalım neler olacak?)
Ne demişler:
Gigerenzer, “Yeni bir teknolojiyi anlamak bir şey değil” diye yazmıştır ve devam etmiştir “asıl kesinliği sağladığına inanmak bir şey.”
Ben Franklin ise “Bu dünyada ölüm ve vergiler dışında hiçbir şeyin kesin olduğu söylenemez.” demiştir.
Bu ihtiyaç nereden geliyor:
Belirsiz bir dünyada, önceden her şeyi planlayamayız. Burada, her köprüyü ancak geldiğimizde geçebiliriz, önceden değil. Her şeyi planlama ve düzenleme arzusu çözüm değil sorunun bir parçası olabilir.
Bu konuda çok uygun bir şaka vardır hatta: “Bir tanrı’yı nasıl güldüreceğini biliyor musun? Ona planlarını anlat.”
Kuşkusuz, yanılsamanın işe yarar kısımları da var. Küçük çocukların korkularını hafifletmek için sıklıkla kesinlik belirten hikayeler anlatılır. Fakat yetişkinler için kesinliğe duyulan yüksek ihtiyaç tehlikeli olabilir. Hayatımızı örten belirsizlikle yüzleşmeyi öğrenmemizi engeller.
Algoritmalar (organik veya inorganik) yanılsamaların geliştirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Elimizde doğru teknoloji olduğu sürece geleceğimizin öngörülebileceğini düşünmemize izin verir.
Sezgiler daha değerli:
Kesinlik yanılsaması her zaman aynı şekilde gelmez. Bir dönemden sonra insanlar kaderlerine karşı istatistiki düşünme becerilerini kazandı, ancak bu beceriler bir risk dünyası olan kesinlik yanılsamasının gölgede kalmış belli bir bölgesi için tasarlandı. Risk terimi alternatiflerin, sonuçların ve olasılıkların bilindiği bir dünya için kullanılmakla beraber şans oyunları en doğru örneklerdir. Bununla birlikte, bizler aslında risklerle ya da kesinlik yanılsamalarıyla karşı karşıya kaldığımız gerçek dünyada yaşıyoruz. Gerçek dünyada, kesin riskleri hesaplayarak en uygun hareket tarzını belirlemek mümkün değildir. Kısacası bilinmeyen karşı bilinmeyenlerle başa çıkmalıyız. Maalesef hesaplamalar net bir cevap vermese bile bazı kararlar almak zorundayız. Bu noktada en rahatlatıcı cevabı sezgilerimiz verecektir. Küçük bir cesaret kırıntısı, kendimize olan güvenimiz bu konuda bize doğru olma ihtimali olan yolu gösterecektir.
Bu noktada tekrar belirtmem gerekir ki “Kesinlik bir yanılsamadır. İşlerin nasıl yön değiştireceğini nadiren bilebilirsin.” sevgili dostum.
Kesinliğe o kadar takılmadan da mutlu olabileceğin harika bir hayat dilerim.
Sevgilerimle…
Bir cevap yazın